Girit Uygarlığı

Tarih: M.Ö. 3000 – 630 Bölge: Girit 20. yüzyılın ilk dönemlerinde keşfedilen Girit uygarlığına ait ortaya çıkarılan kalıntılar bu güçlü medeniyet hakkında bize bilgiler sunuyor.
Buluntuları göz önünde bulundurarak bu uygarlığın M.Ö. 1600’lü yıllarda doruk noktasına ulaştığını söylemek mümkün. Bu topluluk var olduğu süre boyunca birçok şehir ve saray inşa etmiş ve bu yapılar zaman içinde git gide daha da karmaşık bir hal almıştır. Knossos Sarayı bu uygarlığa ait olan kalıntıların en güzel örneği olarak kabul ediliyor. İçinde birçok avlu ve odayı barındıran ve bu sebeple bir labirenti andıran sarayın, efsanevi kral Minos için inşa edildiği düşünülüyor.
Saray, Girit uygarlığının başkenti Knossos’ta bulunuyor, bu antik kentteki arkeolojik kazılarda çıkarılan objelerden en ünlüsü yılanlı ana tanrıça figürüdür ve bu figür Girit ile özdeşleşmiştir
Bulgular, bu patlamanın tüm bitki yaşamını yok ettiğini ve bu nedenle Girit uygarlığının hayatta kalamadığını göstermektedir. Patlama aynı zamanda topluluğun gemilerini de yok etmiş ve büyük bir kıtlığa sebep olmuştur. Bir diğer teori ise Girit uygarlığının Mikenler tarafından işgal edilmesi sonucu tarihe gömüldüğünü iddia ediyor.
Giritlilerin çoğu ticaretle uğraşmışlardır. Böylelikle uygarlığın etkileri Girit adasının sınırlarını aşmış Kıbrıs’a ve Akdeniz kıyılarını takip ederek Anadolu’ya kadar ulaşmıştır.